Ağız Kokusu Neden Olur? Nasıl Geçer ve Nasıl Giderilir? Ağız Kokusuna Ne İyi Gelir?

Ağız kokusu hakkında önemli bilgiler

Ağız kokunuzun olup olmadığını anlamanın iyi bir yolu, iki elinizi ağzınızın önünde tutup yavaşça üflemek ve ardından o havayı solumaktır. Ancak bu testin işe yaraması için, en az 10 dakika boyunca sessiz kalmalı ve ağzınızı kapalı tutmalısınız. Bunun nedeni, ağzın burna çok yakın olması ve bu nedenle koku alma duyusunun ağız kokusuna alışmasıdır. Dolayısıyla bir süre beklediğinizde kokuyu net bir şekilde algılayabilirsiniz.

Ağzınızdaki herhangi bir kokuyu teyit etmenin bir başka yolu da güvendiğiniz ve çok yakınınızdaki birinden, nefesinizin kötü kokup kokmadığını size söylemesini istemektir. Sonuç düşündüğünüz gibiyse, mümkün olduğunca çok sayıda mikrobu, yemek artıkları ve bakteri plağını ortadan kaldırmak için, dişlerinizi ve ağzınızı doğru şekilde temizlemeniz, her gün yemek yedikten sonra ve yatmadan önce dişlerinizi fırçalamanız gerekecektir.

Bununla birlikte semptom devam ediyorsa, diş hekiminizden bir randevu almanız gerekebilir. Diş hekiminiz, ağız kokunuzun altında yatan nedeni bulamadığında, başka nedenlerin varlığı söz konusu olabilir. Dolayısıyla bu durumda ağız kokusu, boğazda ve midedeki bazı hastalıklardan veya kanser dahil olmak üzere daha ciddi rahatsızlıklardan kaynaklanabilir.

Ağız kokusunun ana oluşum nedenleri, genellikle ağız içindedir ve esas olarak tüm dili kaplayan beyazımsı veya sarımsı tabakadan kaynaklanır. Yine de çürükler ve diş eti iltihabı da ağızdaki kötü kokuların en yaygın nedenleri arasındadır. Bu nedenlerin her birini nasıl çözeceğinizi öğrenmek ve diğer olası nedenler hakkında bilgi edinmek için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.

Ağız kokusu neden olur?

1. Dildeki bakteriler

Ağız kokusuna çoğu zaman, dil yüzeyinde beyazımsı, sarımsı, kahverengi veya gri bir renk bırakan bakterilerin birikmesi sebep olur. Ağzında kötü koku olan kişilerin %70’inden fazlası, dillerini düzgün bir şekilde temizlerken, ferah bir nefes alır.

Yapılması gerekenler:
Dişlerinizi her fırçaladığınızda, eczanelerden veya internetten satın alabileceğiniz bir dil temizleyicisi de kullanmalısınız. Uygulama sırasında, dildeki kiri tamamen çıkarmak için arkadan öne doğru hafifçe bastırın. Eğer ayrı bir temizleyiciniz yoksa, fırçaların arkasında bulunan dil temizleyicilerini de kullanabilir veya dilinizi fırçalayabilirsiniz.

2. Çürük veya diğer diş problemleri

Çürük, plak, diş eti iltihabı gibi ağız hastalıkları da ağız kokusunun yaygın nedenleridir. Çünkü bu durumda ağız içindeki bakterilerin çoğalması giderek artar ve bu da ağızda rahatsız edici kokunun oluşmasına yol açar.

Yapılması gerekenler:
Bu sorunların herhangi birinden şüpheleniyorsanız, tespit ve tedavi için diş hekiminize gitmelisiniz. Ayrıca dişlerinizi çok iyi fırçalamanız, diş etlerinizi, yanaklarınızın içini ve dilinizi temizlemeniz, yeni çürük veya plakların oluşmasını önler.

3. Uzun süreli açlık

Hiçbir şey yemeden 5 saatten fazla zaman geçirdiğinizde, ağız kokunuzun olması normaldir, bu yüzden sabah uyandığınızda ağzınızda hoş olmayan bir koku oluşabilir. Bunun nedeni, tükürük bezlerinin yiyecekleri sindirmeye ve ağzınızı temiz tutmaya yardımcı olan, tükürüğü daha az üretmesidir. Ayrıca uzun süre yemek yemediğinizde vücut, yağ hücrelerinin parçalanması sonucu oluşan keton cisimleri, enerji üretmek için sitrik asit döngüsüne sokar, bu oksitlenme ağız kokusuna neden olabilir.

Yapılması gerekenler:
Gün içinde 3 veya 4 saatten fazla aç kalmaktan kaçınmanız gerekiyor. Daha uzun süre aç kalmanız gerekiyorsa veya yemek yemek için zaman bulamıyorsanız; ağzınızı temizlemek ve tükürük üretimini uyarmak için, küçük yudumlar halinde su içmelisiniz. Bu durumda bir karanfil emmek, çok etkili bir doğal çözüm olabilir.

4. Protez diş kullanımı

Protez diş takan kişilerde ağız kokusu olması daha sık rastlanır. Çünkü ağızlarını temiz tutmak, bu kişiler için daha zordur. Protez diş kalıbı, özellikle ideal boyutta değilse, ağzın içine tam oturmaması durumunda, kir ve yiyecek artıkları biriktirebilir. Protez diş ve çene arasındaki küçük boşluklarda, yiyecek artıklarının birikmesi, kötü koku üreten bakterilerin çoğalmasına izin verebilir.

Yapılması gerekenler:
Her gün yatmadan önce dişlerinizi fırçalamalı, ağzınızın tüm iç bölgesini ve protez dişlerinizi çok iyi temizlemelisiniz. Diş hekimlerinin, protez dişlerde gece boyunca oluşabilecek bakterileri yok etmesini önerebileceği çözümler vardır. Ayrıca sabah protezinizi tekrar takmadan önce, nefesinizi temiz tutmak için, ağzınızı çalkalamanız da tavsiye edilir.

5. Nefesi kötüleştiren yiyecekler

Brokoli, lahana ve karnabahar gibi bazı yiyecekler, ağız kokusuna neden olabilir. Bu sebzeler, vücutta kükürt oluşumuna neden olur ve oluşan bu gaz, anüs veya ağız yoluyla atılabilir. Ayrıca sarımsak ve soğan gibi yiyecekler de ağızda saatlerce kalabilen çok güçlü ve karakteristik bir koku içerdikleri için, ağızda kötü kokuya neden olabilirler.

Yapılması gerekenler:
İdeal olan, bu gıdaların çok sık tüketilmesinden kaçınmaktır. Ancak tüketilmeleri durumunda dişlerinizi fırçalamanız ve ağzınızı çok iyi temizlemeniz önemlidir, böylece nefesiniz tekrar tazelenir ve ağız kokusunun oluşumuna engel olunur.

6. Boğaz veya sinüs enfeksiyonları

Boğaz ağrınız, sinüzitiniz veya boğazınızda yara, irin vb. bir durum olduğunda, kötü nefes almanız ve ağız kokunuzun olması normaldir. Çünkü bu durumda ağızda ve burun boşluğunda, bu kötü kokuyu bırakan birçok bakteri bulunmaktadır.

Yapılması gerekenler:
Ilık tuzlu su ile gargara yapmak, boğazınızdaki irin veya yaraların giderilmesine yardımcı olmak için mükemmel bir yoldur ayrıca doğal olarak ağız kokusunu da ortadan kaldırır. Okaliptüs yağı damlatılmış ılık su buharı solumak; burun salgılarını akışkan hale gelmesi ve sinüzitinizin açılması için harika bir ev ilacıdır.

7. Mide sorunları

Yetersiz sindirim veya gastrit durumunda, geğirmenin ortaya çıkması yaygındır. Sindirim sonrası ortaya çıkan gazların ağız yoluyla çıkarılması veya çok sık geğirmek de ağız kokusuna neden olabilir.

Yapılması gerekenler:
Her zaman az miktarlarda, daha çeşitli bir şekilde yemek yiyerek ve her öğünün sonunda biraz meyve yiyerek sindiriminizi iyileştirebilirsiniz. Bu yöntem, mide problemlerinin neden olduğu ağız kokusuyla savaşmak için harika bir doğal stratejidir.

8. Diyabetik ketoasidoz

Şeker hastalığı olan kişilerde de ağız kokusu oluşabilir ve bu durum, yaygın olarak diyabetik ketoasidozdan kaynaklanır. Diyabetik ketoasidoz, hücrelerin içinde yeterli miktarda glikoz bulunmadığında, vücudun enerji üretmek için keton cisimleri üretmeye başlamasıyla ortaya çıkar, bu da ağızda kokuya neden olur. Ayrıca bu durum, diyabette tehlikeli bir durum olabilecek kanın pH’ının düşmesine de neden olur. Dolayısıyla uygun bir şekilde tedavi edilmelidir.

Yapılması gerekenler:
Bu durumda yapılacak en iyi şey, diyabetik ketoasidozdan kaçınmak adına doktorunuzun tavsiye ettiği tedavi planına sadık kalmaktır. Ayrıca ketoasidoz semptomları görüldüğü takdirde, olası komplikasyonları önlemek için, kişinin derhal hastaneye veya acil servise gitmesi gereklidir.

Ağız kokusu nasıl geçer?

1. Uzun süre aç kalmayın

3 saatten fazla yemek yememek, ağız kokusunun en yaygın nedenlerinden biridir. Çünkü mide uzun süre boş kaldığında, ağza kadar gidebilen mide asitleri ve gazlarının üretiminde artış meydana gelir ve bu da ağız kokusuna neden olur.

Bu nedenle çiğ salatalar, pişmiş sebzeler ve yağsız etler gibi sindirimi kolay gıdaların; daha az yağlı olması ve mideden hızlı geçmesi nedeniyle, sıklıkla tüketilmesi önerilir. Atıştırmalıklar için meyveler ve yoğurt en uygun seçimlerdir ve ayrıca daha kolay sindirilirler.

2. Yemekten sonra dişlerinizi fırçalayın

Yemeklerden sonra dişlerinizi fırçalamak, ağız kokusunun nedenleri olan bakteri birikimini, tartar oluşumunu ve diş çürümesini engellediği için, ağız kokusunu yok etmenin veya önlemenin en iyi yollarından biridir.

Ancak yemekten sonra üretilen tükürük; ağzın pH’ını kontrol etmeye, bazı bakterilere karşı doğal bir antiseptik görevi görmeye, diş ve diş etlerinin dengesini korumaya yardımcı olduğundan, yemeklerden yaklaşık 30 dakika sonra dişlerinizi fırçalamanız önerilir.

3. Çiğ sarımsak veya soğan tüketmekten kaçının

Ağız kokusundan kurtulmanın yollarından biri, çiğ sarımsak veya soğan yemekten kaçınmaktır ya da onları aşırıya kaçmadan yemektir. Çünkü bu yiyecekler, güçlü bir kokuya sahip olmanın yanı sıra, kükürt içerirler ve sindirildiklerinde dışarı atılabilecek gazlar üretirler. Dolayısıyla oluşan bu gazlar hem kabızlığa hem de ağız kokusuna neden olur.

4. Gün boyunca su için

Gün boyunca su içmek; mukoza zarınızı ve ağzınızı nemli, nefesinizi de taze tutmaya yardımcı olduğu için, ağız kokusundan kurtulmanın başka bir yoludur. Bu nedenle tükürük üretimini uyarmak ve ağız kokusunu gidermek için, günde en az 2 litre suyun küçük yudumlarda içilmesi tavsiye edilir. Ayrıca, ağzınızı kurutup ağız kokusuna neden olabileceğinden; sigara ve kahve içmekten, gazlı veya alkollü içeceklerden de uzak durmalısınız.

Su içmekte zorluk çekenler için, suya yarım limonun suyunu eklemek iyi bir seçenektir. Çünkü limonun asitliği, sıvı alımını uyarmanın yanı sıra, tükürük üretimini doğal olarak uyarır ve ağız kokusuyla savaşmaya yardımcı olur. Diğer bir seçenek ise, 1 litre suya dilimlenmiş meyve eklemektir, böylece günde 2 litre su tüketmek daha da kolaylaşır.

Tükürük üretimini artırmak ve ağız kokusunu ortadan kaldırmak için bir başka seçenek de tercihen şekersiz sakız çiğnemektir.

5. Dişlerinizi diş ipi ile temizleyin

Diş ipi, yemeklerden sonra dişlerinizin arasına girebilecek fazla yiyecekleri çıkarmak ve ağız kokusuna neden olan, plak ve tartar oluşumunu önlemek için önemlidir. Ayrıca diş ipi, diş fırçalarının ulaşamadığı dişlerinizin arasındaki boşluklara ulaşabilir.

Bu nedenle ağız kokusundan kurtulmak için, dişlerinizi fırçalamadan önce diş ipi kullanmanız önerilir.

6. Dilinizi fırçalayın

Ağız kokusundan kurtulmanın bir başka yolu da dişlerinizi her fırçaladığınızda dilinizi fırçalamaktır. Çünkü bakteri, mukus ve yiyecek artıkları dil üzerinde tartar adı verilen ve ağız kokusuna neden olan beyaz bir tabaka oluşturabilir.

Dilinizi fırçalamak için, kullandığınız diş fırçasının aynısını kullanabilirsiniz. Ayrıca dilinizdeki bakterileri temizlemek ve ağız kokusundan kurtulmak için dil temizleyici de kullanabilirsiniz.

7. Ağız gargaraları kullanın

Dişlerinizi fırçaladıktan sonra gargara kullanmak, ağız kokusuna neden olan bakterileri ağızdan uzaklaştırmaya yardımcı olur. İdeal olanı alkol içermeyen gargaraları kullanmaktır, çünkü alkol ağzı kurutur ve mukozanın soyulmasını sağlayarak bakterilerin çoğalmasına neden olur.

Ağız gargaraları eczanelerden ve marketlerden satın alınabilir. Ev koşullarında, ağzı temizleyen ve nefesi doğal olarak temizleyen, antiseptik özelliklere sahip karanfil çayı gibi doğal malzemelerle de ağız gargarası yapabilirsiniz.

8. Düzenli olarak diş hekimine görünün

Diş ve ağız sağlığınızı kontrol etmek için, diş hekimini düzenli olarak ziyaret etmelisiniz. Düzenli kontroller; çürük veya diş eti sorunları olup olmadığına, ağız kokusunun önlenmesine ve tedavisine yardımcı olur.

Bu nedenle dişlerinizi temizlemek, dişlerde biriken ve ağız kokusuna neden olan bakteri plakları olan tartarı gidermek için, yılda en az bir kez diş hekimine görünmeniz önerilir.

Sonuç olarak

Ağız kokusunun oluşmasında bir veya birden fazla neden rol oynayabilir. Belirtiler; beslenme düzeninizdeki yiyecek seçiminden, diş ve diş eti hastalıklarına ve ciddi hastalıkların varlığına kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Günlük hayatınızdaki yiyecek seçimlerinizden, uyku düzeninizden ve uzun süreli aç kalmadan oluşabilecek ağız kokusunu; düzenli olarak dişlerinizi fırçalayarak, diş ipi, dil temizleyicisi ve ağız çalkalama suyu kullanarak kısa sürede yok edebilirsiniz. Bu tür bir ağız kokusu normal olabileceğinden endişe edilecek bir durum da yoktur.

Ancak düzenli olarak yaptığınız fırçalama ve bakımdan sonra bile ağız kokunuz geçmiyorsa, bir diş hekimine görünmeniz gerekebilir. Diş ve diş eti rahatsızlığınız varsa, diş hekiminiz bunu tespit ve tedavi ederek, ağız kokunuzun giderilmesine yardımcı olacaktır. Bu koşullardan sonra devam eden ağız kokusu daha ciddi rahatsızlıkların belirtisi olabileceğinden, en kısa sürede bir doktora görünmeniz, erken teşhis ve tedavi için oldukça önemli bir adım olacaktır.

---