Akalazya hastalığı, yemek borusunun yiyecekleri mideye taşıyamadığı bir durumdur. Yemek borusunun ucunda bulunan bir kapak olan alt özofagus sfinkteri yutma sırasında kapalı kalır ve yiyeceğin yedeklenmesiyle sonuçlanır. Aşağıda daha fazla bilgi bulabilirsiniz.
Akalazya hastalığı yemek borusu hastalığıdır. Daha ayrıntılı olarak, yemek borusu kaslarının fonksiyonel bir bozukluğudur. Bozukluk esas olarak yemek borusunun alt bölümünü etkiler ve yiyeceklerin ve içeçeklerin mideye girişini engeller.
Yemek borusu düz bir kas tabakası ile kaplıdır. Bu kaslar, yutulan yiyeceğin yemek borusu boyunca mideye taşınmasını sağlamak için düzenli hareketler kullanır. Akalazyada bu taşıma süreci bozulur. Yemek borusunun alt kısmı, özellikle mideye geçiş (gastroözofageal geçiş) alanı artık rahat değildir. Sonuç olarak, yiyecek artık mideye taşınamaz ve birçok hasta için şiddetli ağrıya neden olur.
Akalazya hastalığı, dünyada binlerce kişiyi etkilemektedir. Tipik olarak yetişkinlerde teşhis edilir, ancak bazı durumlarda çocuklarda da meydana gelebilir. Özellikle etkilenen belirli bir ırk veya etnik grup yoktur ve genetik değildir.
Bu hastalık kadınları ve erkekleri eşit sıklıkta etkiler. Hastalık en çok yaşlılıkta görülür. Bununla birlikte, çok nadir durumlarda, çocuklar ve hatta yeni doğan bebeklerde de hastalığın belirtileri gösterebilir.
Birkaç yıl boyunca, bu hastalığa sahip insanlar katı yiyecek yemede ve bazen de içeceklerde artan bir zorluk yaşarlar. Durumları ilerledikçe, hastalık önemli ölçüde kilo kaybına ve yetersiz beslenmeye sebep olabilir.
Bu kişilerde, özellikle tıkanıklığı uzun süredir devam ediyorsa yemek borusu kanseri (özofagus kanseri) gelişme riskinde de küçük bir artış olduğunu belirtmekte fayda var. Doktorunuz yemek borusu kanserinin önlenmesi ve erken teşhisi için düzenli endoskopik taramalar önerebilir.
Akalazyanın kesin nedeni henüz netlik kazanmamıştır. Doktorlar, hastalığın sağlıklı insanlarda yemek borusu kaslarını kontrol eden sinir hücrelerindeki bir kusurdan kaynaklandığını varsayar. Sinir hücrelerinin azalması nedeniyle, bazı sinyal molekülleri (nörotransmitterler) eksiktir.
Yemek borusu kasları hala kasılabilir, ancak sinir hücrelerinin ve haberci maddelerin eksikliği kasların gevşemesini zorlaştırır. Bu, özellikle yemek borusunun alt kısımlarında neredeyse kalıcı bir kasılmaya yol açar. Yemek borusundan mideye geçiş, semptomların gelişimi için özellikle önemlidir.
Normalde gıda partiküllerinin ve mide asidinin yemek borusuna tekrar girmesini önleyen bir tür sfinkter vardır. Bu kas, sağlıklı insanlarda yiyeceklerin yemek borusundan mideye geçmesine izin vermek için açılır.
Akalazyada ise, bu mekanizma kasların yüksek gerginliğinden rahatsız olur. Sfinkterin açılması önemli ölçüde daha zordur. Sfinkterin üstesinden gelemeyen yiyeceklerin birikmesi, yemek borusunda yüksek basınç yaratır. Bu basınç onları esnetir ve bazen şiddetli ağrıya neden olur.
Hastalığa sahip herkeste semptom görülmeyebilir. Ancak çoğu insan yiyecek veya içecekleri yutmakta zorlanır (disfaji olarak bilinir). Yutma, birkaç yıl içinde bazen imkansız olduğu noktaya kadar giderek daha zor veya acı verici olma eğilimindedir.
Diğer semptomlar şunları içerir:
Akalazya belirtileri yaşamın herhangi bir zamanında başlayabilir. Uzun süreli tedavi edilmemiş bir hastalık, yemek borusu kanseri gelişme riskini çok az arttırır.
Bu, belirtileriniz sizi rahatsız etmese bile, akalazya için uygun tedaviyi hemen almanızın önemli olduğu anlamına gelir.
Akalazya hastalığından şüphenilmesi durumunda aile hekiminiz sizi teşhis ve tedavi için bir gastroentereloğa veya bir hepatoloğa yönlendirebilir. Bazı durumlarda göğüs cerrahisini de görünmeniz gerekebilir.
Doktor, akalazya şüphesini, hastaların genellikle birkaç yıl boyunca acı çektiği semptomlar temelinde inceler. Teşhisi sağlamak için, aşağıdaki prosedürlerden oluşan kapsamlı ekipman teşhisi de gereklidir:
Semptomlar belirsizse, bilgisayarlı tomografi şeklinde kesitsel görüntüleme ile tanı genişletilebilir. Teşhis yöntemleri hakkında gerekli bilgi aşağıda verilmiştir:
Akalazya için standart teşhis prosedürü yemek borusunun endoskopisidir. Bu yöntem; yemek borusu, mide ve ince bağırsağın bir yansımasını gösterir. Endoskopinin temel amacı, akalazyaya benzer semptomlara neden olabilecek diğer hastalıkların varlığını ortadan kaldırmaktır.
Bu hastalıklar arasında örneğin yemek borusu kanseri, mide kanseri ve sfinkterin tıkanmasına neden olabilecek inflamatuar değişiklikler bulunur. Yemek borusunda kalan gıda kalıntıları nedeniyle, genellikle yemek borusunun alt kısmında belirgin bir iltihap vardır. Bu endoskopi sırasında tanınır.
Akalazyayı saptamak için kullanılan röntgen yöntemlerinden biri baryum yutmasıdır. Hasta, X-ışını görüntüsünde net bir renk gösteren kontrast madde yutar. Hemen ardından, üst vücudun ve yemek borusunun röntgeni alınır. Akalazya ile, mideye geçiş alanındaki yemek borusu problemleri bu X-ışını görüntüsünde fark edilir ve gerekli tedaviye başlanılır.
Alt yemek borusu sfinkter alanındaki basınç bir prob kullanılarak belirlenir. Akalazya durumunda bu alanda artan basınç vardır. Ek olarak, yemek borusunun eksik veya azalmış kendi hareketleri belirlenebilir. Doktor hastanın semptomlarını ve bu muayenelerin sonuçlarını topladığında, hastalığı kolayca teşhis edebilir.
Akalazya tedavisi için çeşitli yöntemler mevcuttur. Bazıları şunlardır:
Bunlar hakkında gerekli bilgi aşağıda başlıklar halinde verilmiştir:
Akalazyanın tıbbi tedavisi çok nadiren yapılır ve sadece daha az belirgin semptomları olan hafif vakalarda yararlıdır. Yemek borusu kaslarını gevşetmeye yardımcı olarak yemek borusundaki basıncı düşüren ilaçlar kullanılır.
Akalazya tedavisinde kullanılan en önemli ilaçlar nitratlar ve kalsiyum blokerleridir. Hangi ilacı ne şekilde alacağınıza doktorunuz karar verecektir.
Pnömatik dilatasyon, akalazya tedavisinde en önemli bileşendir ve şu anda ilk tercih edilen tedavidir. Endoskopik muayene sırasında, yemek borusuna şişirilebilir balon kateter yerleştirilir ve alt sfinkter bölgesinde konumlandırılır. Bu balon daha sonra şişirilir ve çok dar yemek borusunu genişletir.
Bu tedavi vakaların yüzde 85’inde başarılıdır. Pnömatik dilatasyondan beş yıl sonra, hastaların yaklaşık yüzde 40-75’i sorunsuz bir şekilde hayatlarına devam etmektedir.
Botoks olarak da bilinen botulinum toksini, kasların kasılmasını önleyen aktif bir bileşendir. Akalazya tedavisinde, botoks alt özofagus sfinkterine enjekte edilir. Sonuç olarak, kas artık kasılamaz ve gevşeme ile sonuçlanır.
Birçok durumda, bu tür tedavi yemek borusundaki basıncı normalleştirebilir ve böylece semptomları başarılı bir şekilde tedavi edebilir. Bununla birlikte, bir botoks enjeksiyonu sadece yaklaşık altı ila dokuz ay sürer. Daha sonra, semptomlardan kurtulmaya devam etmek için yeni bir enjeksiyon yapılmalıdır.
Miyotomi, akalazya tedavisinde de kullanılan cerrahi bir prosedürdür. Bu işlemde, sfinkterin bir kısmı kesilir. Sonuç olarak, kas daha az kasılır ve yemek borusu gevşer.
Bununla birlikte, bu operasyonlar çoğunlukla pnömatik dilatasyon ile başarılı bir şekilde tedavi edilemeyen zor vakalara ayrılmıştır. Bu tip ameliyatla ortaya çıkan en önemli komplikasyonlardan biri kalıcı reflü hastalığıdır.
Akalazya hastalığı için özel bir diyet yoktur, ancak hangi yiyeceklerin yemek borunuzdan daha kolay geçtiğini kendi başınıza keşfedebilirsiniz.
Yemeklerle birlikte daha fazla su içmek yardımcı olabilir. Bazen kola gibi gazlı içecekler de yardımcı olur. Gazlı içecekler, yiyeceğin yemek borusundan geçmesine yardımcı oluyor gibi görünüyor.
Hastalığınız şiddetliyse, sıvı diyet bir süre için en iyi seçim olabilir. Katı yiyecekler yemiyorsanız, doğru besinleri alma konusunda her zaman doktorunuzun görüşünü almalısınız. Çok fazla kilo verirseniz da muhakkak doktora görünmelisiniz.
Yemek sırasında basit uygulamaları benimsemek, vücudumuzun hastalıklarla savaşmasına ve çeşitli bozuklukları önlemeye yardımcı olabilir. Örneğin aşağıdakileri yapabilirsiniz:
Kaynak ve ileri okuma:
Not: Konu hakkında ilgili videoyu aşağıda bulabilirsiniz: