İç Hastalıkları

Çölyak Hastalığı (Glüten Enteropatisi) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi Nelerdir?

Glüten enteropatisi olarak da bilinen çölyak hastalığı nedir? Neden olur? Çölyak hastalığı belirtileri nelerdir? Çölyak hastalığı nasıl tedavi edilir? Çölyak hastalığında beslenme nasıl olmalıdır? Tüm bu soruların cevaplarını ve çok daha fazlasını aşağıda bulabilirsiniz.

Çölyak hastalığı (glüten enteropatisi) nedir?

Glüten enteropatisi olarak da bilinen çölyak hastalığı, sindirim sisteminizi etkileyen ve ince bağırsaklarınıza zarar veren genetik bir emilim bozukluğudur. Bu hastalıktan etkilenen kişilerde bağışıklık sistemi; buğday, arpa ve çavdar gibi belirli tahılları içeren gıdalarda ve ürünlerde bulunan bir protein olan glütene karşı anormal tepki verir.

Bağırsaklarınızın iç tabakası, besinlerin sindirilmesinden ve emilmesinden sorumlu olan, villus adı verilen birçok ince kıvrımlı çıkıntıdan oluşur. Çölyak hastalığında, villuslar düzleşir ve bağışıklık sistemi glütene tepki verdiğinde villuslar hasar görür veya yok edilir. Bu durum, ince bağırsakta besinleri sindirmek ve emmek için sahip olunan mevcut yüzey alanının miktarını önemli ölçüde azaltır.

Çölyak hastalığı, Avrupa ve Kafkas kökenli insanlarda daha yaygındır. Türkiye’de hastalığın görülme sıklığı yüzde 1 ila binde 3 olup, mevcut hasta sayısının 250 bin ile 750 bin arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bununla birlikte yapılan son araştırmalar, 88 bin 790 kişinin tanı aldığını ancak hastalığın yetersiz teşhis edilmesi dolayısıyla daha fazla hasta sayısının olabileceğini ortaya koymuştur.

Çölyak hastalığının semptomları bireyler arasında farklılık gösterir ve kişinin tükettiği glüten miktarına bağlıdır. Semptomlar, sindirim sistemini ve vücudun diğer kısımlarını etkileyebilir. Yaygın semptomlar; aşırı gaz, karın şişkinliği, ishal, kilo kaybı ve yorgunluğu içermektedir. Ancak bu hastalığa sahip olan bazı kişilerde hiçbir belirti olmaya da bilir.

İki haftadan uzun süren veya size ciddi rahatsızlık veren herhangi bir sindirim semptomu hakkında doktorunuzla konuşmalısınız. Bu semptomlar arasında; yoğun karın ağrısı, hızlı kalp atışı, nefes almada zorluk, mide şişmesi, kanlı ishal, katı dışkı ve kanlı veya kahve telvesine benzeyen kusmuk varsa mümkün olan en kısa sürede doktorunuza görünmelisiniz. Bütün bu belirtiler, acil tedavi gerektiren ve hatta yaşamı tehdit eden bir durumu işaret edebilir.

Çölyak hastalığı ile glüten duyarlılığı arasındaki fark nedir?

Çölyak hastalığı, vücudun ince bağırsağına zarar vererek, glütene tepki gösterdiği ciddi bir glüten intoleransı (bir maddeye karşı sindirim reaksiyonu) şeklidir. Semptomlar benzer olabilse de çölyak hastalığı semptomları, çölyak dışı glüten duyarlılığı semptomlarına kıyasla genellikle daha şiddetli ve daha uzun sürelidir. En önemlisi, çölyak ince bağırsakta gerçek hasara neden olur. Ayrıca anemi ve osteoporoz (kemik erimesi) gibi diğer vücut sistemlerinde komplikasyonlara neden olabilir. Bu sorunlar genellikle glüten duyarlılığında görülmez.

Çölyak hastalığı tedavi edilmediği takdirde yetersiz beslenmeye, ince bağırsak kanserine ve anemi gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Aşırı karın şişkinliği, ishal veya kilo kaybı gibi çölyak belirtileriniz varsa derhal tıbbi yardım almalısınız.

Çölyak hastalığının farklı türleri nelerdir?

Doktorlar, bir kişinin yaşadığı semptomların türüne ve yoğunluğuna göre, çölyak hastalığı türlerini sınıflandırmaktadır.

  1. Klasik çölyak hastalığı bir kişide ishal, yağlı dışkı, anemi veya kilo kaybı gibi besinlerin emilim bozukluğunu gösteren semptomlar olduğunda ortaya çıkar. Çocuklarda bu durum, beklenen orandaki gelişme ve büyümede bir eksiklik olarak ortaya çıkabilir.
  2. Semptomlar, bağırsak emilim bozukluğu (malabsorpsiyon) belirtileri göstermediğinde, çölyak dışı glüten duyarlılığı olabilir. Klasik olmayan çölyak hastalığı olan biri, tipik olarak kramp veya ishal gibi yalnızca bir birincil sindirim semptomlarına sahiptir, ancak malabsorpsiyonla ilişkili komplikasyonlar yoktur.
  3. Sessiz çölyak hastalığı olarak da bilinen asemptomatik çölyak hastalığında kişi, ince bağırsakta villus hasarı yaşasa bile hiçbir belirti göstermez. Semptomlar hiçbir probleme neden olmuyor gibi görünse de yapılan araştırmalar hastaların, glütensiz bir diyete gittikten sonra, daha iyi hissettiklerini ve daha az sindirim sorunu yaşadıklarını göstermiştir.

Çölyak hastalığının belirtileri nelerdir?

Çölyak hastalığının belirtileri belirsiz olabilir ancak divertiküloz veya irritabl bağırsak sendromu gibi sindirim sistemini etkileyen diğer durumlara benzer olabilir. Belirtileriniz hafif veya şiddetli olabilir, yediğiniz glüten miktarına bağlı olarak değişebilir. Belirtiler ince bağırsaklarınızı etkileyerek başlar ve vücudunuzun diğer kısımlarını da etkilediği görülebilir. Hastalıktan etkilenen bazı kişilerde ise hiçbir semptom görülmeyebilir.

Yaygın görülen belirtiler

Çölyak hastalığının yaygın görülen belirtileri aşağıdakileri içerebilir:

  • Karın şişkinliği
  • Anormal derecede kötü kokulu dışkı
  • Kronik veya kalıcı ishal
  • Aşırı gaz
  • Tükenmişlik ve yorgunluk
  • Sinirlilik (çocuklarda)
  • Soluk veya kil renkli dışkı
  • Beyaz, sarı veya kahverengi lekeler dahil olmak üzere dişlerde renk değişikliği, özellikle küçük çocuklarda ilk çölyak belirtileri olabilir. Kalıcı diş problemleri ciddi sağlık sorunlarına da neden olabilir.

Ciddi belirtiler

Çölyak hastalığı; anemi, düşük, doğum kusurları, yetersiz beslenme veya osteoporoz gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Yaşamı tehdit eden bir durumu gösterebilecek belirtiler aşağıdakileri içerir:

Hamilelik sırasında vajinal kanama yaşadığınız takdirde; derhal acil servisi aramalı veya en yakın hastanenin acil servisine gitmelisiniz. Yukarıda listelenen diğer semptomlar için de mutlaka tıbbi yardım almalısınız.

Çölyak hastalığı neden olur?

çölyak hastalığı belirtileri nedenleri
Çeşitli nedenlerden dolayı glütenle ilgili sorunlar yaşayabilirsiniz.

Çölyak hastalığının nedeni bilinmemektedir. Bununla birlikte, araştırmalar genetiğin kilit bir rol oynadığını göstermektedir. Bu hastalıktan olan çoğu insan, HLA-DQ2 ve HLA-DQ8 olarak bilinen iki gen varyantından birine sahiptir. Bununla birlikte, bu varyantlara sahip olan herkesin çölyak hastalığı yoktur, bu nedenle araştırmacılar, ek genetik belirteçlerin bu hastalığın gelişimini etkileyip etkilemediğini araştırmaktadır.

Çölyak hastalığı olan kişilerde, glüten tüketimi, ince bağırsağın iç zarına zarar verebilecek, sindirim semptomlarına neden olabilecek ve vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini gıdalardan emmesini zorlaştıran bir bağışıklık tepkisini tetiklemektedir.

Çölyak hastalığı için risk faktörleri nelerdir?

Genetik bozukluklar ve otoimmün hastalıklar dahil olmak üzere, bir dizi faktör çölyak hastalığı geliştirme riskinizi artırır. Ancak, risk taşıyan tüm insanlar bu durumu geliştirmeyecektir.

Risk faktörleri şunları içerir:

Çölyak hastalığı nasıl teşhis edilir?

Doktorlar; çölyak hastalığını tıbbi geçmiş, fizik muayene, kan testleri, sindirim sistemi endoskopisi ve ince bağırsaktan doku biyopsileri dahil olmak üzere, test sonuçları üzerinden yapacakları bir değerlendirmeye dayanarak teşhis eder.

Doktorunuz, belirtilerinize neyin neden olabileceğini anlamak için size birkaç soru sorabilir. Doktorunuzun sorabileceği sorular aşağıdakileri içerir:

  • Ne tür belirtiler yaşıyorsunuz? Bu belirtiler ne zamandan beri başladı?
  • Yorgunluk, eklem ağrısı veya kilo kaybı gibi başka semptomlarınız var mı?
  • Bazı yiyecekler belirtilerinizi tetikliyor gibi görünüyor mu? Herhangi bir şey belirtilerinizi azaltmaya yardımcı oluyor mu?
  • Başka herhangi bir sindirim rahatsızlığınız var?
  • Ailenizde bu hastalığa veya benzeri bir duruma sahip kimse var mı?
  • Şu anda kullandığınız ilaç var mı? Varsa hangi ilaçları alıyorsunuz?

Teşhis için testler

Çölyak hastalığı teşhisini doğrulamak için doktorunuz, spesifik antikorların varlığını araştırmak ve ince bağırsağınızı görsel olarak incelemek için muhtemelen çeşitli testlerden geçmenizi isteyecektir.

Çölyak hastalığının teşhisine yardımcı olacak testler aşağıdakileri içerebilir:

  1. Glütene tepki olarak, bağışıklık sistemi tarafından üretilen yüksek antikor seviyelerini aramak için, kan testleri yapılacaktır. Bu testler, bir bağışıklık reaksiyonunu tespit etmek için hala glüten tüketiliyorken yapılmalıdır. Eğer glüteni tüketmiyorsanız; doktorunuz glütene karşı nasıl korunacağınızı ve test için glüteni güvenli bir şekilde beslenme düzeninize nasıl dahil edeceğiniz konusunda size tavsiyelerde bulunacaktır.
  2. Çölyak hastalığı ile ilişkili genlerinizdeki varyasyonları kontrol etmek için, kan testleri yoluyla yapılan genetik testler de yapılabilir. Bununla birlikte bu genetik testlerin sonuçlarında; hastalığı olmayan kişilerde de hastalık belirteçleri mevcut olabilir. Bu bakımdan bu testlerin yapılmasındaki amaç, semptomların oluşumundaki genetik belirteçlerin varlığını ekarte etmek içindir.
  3. Özofagogastroduodenoskopi (ÖGD) olarak da bilinen üst endoskopi, doktorların ince bağırsağın iç dokusunu görsel olarak incelemek ve hastalığın neden olduğu hasarı kontrol etmek için küçük, esnek bir kamera kullandığı bir prosedür.

Çölyak hastalığının Marsh sınıflandırması

Çölyak hastalığı için hastadan alınan doku önreğinin biyopsileri, hastalıkla birlikte yükselen intraepitelyal lenfositler (İEL) olarak bilinen, belirli bir beyaz kan hücresi tipinin varlığı hakkında bilgi sağlamaktadır. Bir üst endoskopi de doktorların, besinlerden gerekli maddeleri emen ince bağırsaktaki parmak benzeri doku çıkıntıları olan villustaki hasarın incelemesine olanak tanır. Villuslardaki hasarın ilerleyip ilerlemediği, aralardaki yarıkların (kriptler) derinliğine kıyasla villusun uzunluğuna bakılarak değerlendirilir. Kriptler normalden daha uzun olduğunda doktorlar buna kript hiperplazisi derler.

Patologlar bu sonuçları, 1992’de Dr. Michael Marsh tarafından geliştirilen bir sınıflandırmaya dayanarak yorumlamaktadır. Marsh sınıflandırması, çölyak hastalığının ilerlemesini tanımlamak için intraepitelyal lenfosit (İEL) seviyelerinin temel belirteçlerine ve villuslara verilen hasara dayanarak yapılmaktadır.

Marsh sınıflandırması, çölyak hastalığı evrelerini şu tiplere ayırır:

  • Marsh Tip 0: Tüm İEL seviyeleri normaldir ve villuslarda herhangi bir hasar tespit edilmemiştir.
  • Marsh Tip 1: İEL seviyelerinin yükseldiği ancak tüm villus dokusunun normal olduğu evredir. Bu sonuç; gastrointestinal enfeksiyon (hem mide hem de ince bağırsak yolunu kaplayan enfeksiyonlar), Crohn hastalığı veya bazı ilaçlara reaksiyon gibi diğer durumları gösterebilir. Ayrıca dermatitis herpetiformis (DH, Duhring hastalığı veya glüten döküntüsü olarak bilinir), glütene karşı bağışıklık tepkisinin bir parçası olarak deride gelişen bir döküntü ile de ilişkili olabilir. Çölyak hastalığı olan kişilerin yaklaşık %10 ila 15’i glüten döküntüsü yaşar, ancak hasta olmayan ve sindirim semptomları yaşamayan kişilerde de ortaya çıkabilir.
  • Marsh Tip 2: İEL seviyeleri yüksektir ve kriptlerin (villuslar arasındaki oluklar) uzunluğu artmıştır. Ancak, bu durumda villus hala sağlıklı görünür. Bu sonuç oldukça nadir ortaya çıkar ve bazen glüten döküntüsüyle ile ilişkilidir.
  • Marsh Tip 3: İEL seviyeleri yüksektir, kript hiperplazisi artar ve villuslar yüksek hasar görmüştür. Villus dokusunda artan atrofi (körelme, küçülme) seviyelerini yansıtmak için Marsh tip 3’ün altında 3a, 3b, 3c olmak üzere alt sınıflara ayrılmaktadır. Bu ilerleme aralığı, çölyak hastalığının varlığını ve şiddetini göstermektedir.

Dermatit herpetiformis ile çölyak hastalığının teşhisi

Çölyak hastalığı semptomlarıyla beraber glüten döküntüsü yaşayan bir hastada, doktorlar çölyak hastalığının derideki spesifik antikorlarının varlığını test etmek için deri biyopsisi yapabilir. Cilt biyopsisi pozitifse ve kan testinde yüksek antikorlar mevcutsa, doktorlar endoskopi veya dahili biyopsi yapmak zorunda kalmadan hastalığın tanısını doğrulayabilir.

Doktorunuz size bireysel test sonuçlarınızı ve teşhisinizi açıklayacak ayrıca semptomlarınızı yönetmek için en iyi tedavi yöntemini önerecektir.

Çölyak hastalığı nasıl tedavi edilir?

çölyak hastalığı tedavisi
Çölyak, çeşitli önlemlerle veya tıbbi olarak kontrol altına alınabilir.

Çölyak hastalığının birincil tedavisi, beslenme düzeninizden glüteni çıkarmaktır. Glüten içeren yaygın gıdalar arasında; tahıllar, ekmekler, makarnalar, buğday, arpa, çavdar veya glütensiz olarak etiketlenmemiş herhangi bir un içeren diğer gıdalar veya ürünler bulunur.

Daha az miktarda glüten içeren ürünler aşağıdakileri içerir:

  • Bira, votka, viski ve cin dahil olmak üzere alkollü içecekler
  • Bazı ilaçlar ve vitamin takviyeleri
  • Gargaralar

Çölyak hastalığının tedavisi ayrıca aşağıdakileri içerebilir:

  • İnce bağırsak iltihabını azaltmak için azatioprin veya budesonid gibi etken maddeleri içeren kortikosteroid ilaçlar verilebilir. Ancak bu ilaçlar, çoğu durumda gereksizdir ve birçok yan etkisi vardır.
  • Vitamin eksiklikleri ve osteoporoz gibi herhangi bir komplikasyonu tedavi etmek için besin takviyeleri veya ilaçlar reçete edilebilir.

Özellikle glütenden tamamen kaçınmayı zor bulan veya yanlışlıkla glüteni yiyebilecek kişiler için,semptomlarını yönetmeyi kolaylaştırmak amacıyla, bir dizi ilaç şu anda klinik deneylerde hala test edilmektedir.

Çölyak hastalığı için alternatif tedaviler

Bazı sağlık siteleri, bağışıklık sistemini güçlendirerek veya bağırsak zarını yanlışlıkla glütene maruz kalmaktan koruyarak, çölyak semptomlarını azaltmaya yardımcı olmak için, çeşitli enzim takviyelerini teşvik etmektedir. Bununla birlikte bilimsel araştırmalar, bu takviyelerin etkili olduğunu göstermemiştir, dolayısıyla günümüzde, çölyak hastalığı için kanıtlanmış tek tedavi glütensiz bir diyettir.

Çölyak hastalığı için glütensiz diyet

Glütensiz bir diyet uygulayan çölyak hastaları, semptomlarda belirgin bir iyileşme yaşar. Birçok gıda kısıtlaması ve gizli glüten içeren ürünler nedeniyle, glütensiz bir diyet uygulamak zor olabilir.

Buğday, arpa, çavdar veya glütensiz olarak etiketlenmemiş herhangi bir un içeren gıdalardan kaçınmanın yanı sıra, glütensiz bir diyet uygulayan kişiler aşağıdaki ipuçlarını izlemelidir:

  1. Her zaman paketlenmiş gıdaların üzerindeki etiketleri okuyun. Soya sosu, salata sosları veya şarküteri etleri gibi glüten içermesini beklemeyeceğiniz bazı ürünler, sürpriz semptom tetikleyicileri olabilir.
  2. “Glütensiz” yazan ürünlerin her zaman glütensiz bir ürün olduğu anlamına gelmez. Restoranlarda, marketlerde veya paketlenmiş ürünlerde glütensiz olarak etiketlenen gıdalar, buğday veya diğer glüten kaynakları ile çapraz bulaşmaya maruz kalabilir.
  3. Dekstrin, emmer, kamut, hecelenmiş buğday, buğday tohumu gibi glüten ve gibi buğday ürünlerinin tanımlarını ve ne anlama geldiklerini öğrenin.
  4. Yulafın kendisi glütensiz bir diyet için güvenlidir, ancak buğday ürünleriyle aynı tesiste işlenmeleri muhtemeldir. Yine de yemeden önce daima etiketleri kontrol etmelisiniz.
  5. Yemek pişirirken buğday unu yerine; badem, patates, pirinç gibi alternatif un seçeneklerini kullanmaya çalışın.
  6. Mısır veya pirinç ürünlerini yerken dikkatli olun. Bunlar glüten içermez; ancak genellikle buğday işleyen fabrikalarda üretilirler. Mısır veya pirinç ürünlerini seçerken etiketleri dikkatlice okuyun.

Genel olarak taze meyveler, sebzeler, yağsız et ve balık gibi tam gıdalara odaklanmak, doğal olarak diyetinizi glütensiz tutacak ve dengeli beslenmenizi sağlayacaktır. Tüm diyet seçeneklerinizi öğrenmek ve anlamak, sağlıklı ve keyifli bir glütensiz beslenme planı oluşturmak için, uzman bir diyetisyene danışmayı da düşünebilirsiniz.

Çölyak hastalığı yaşam kalitesini nasıl etkiler?

Çölyak hastalığı hem semptomlarıyla hem de katı bir glütensiz diyetin varlığıyla beraber, kişinin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Karın ağrısı, sindirim sorunları, yorgunluk, eklem ağrısı, ruh hali değişimleri ve kilo kaybı gibi semptomlarla yaşamak, bir kişinin çalışma, sosyalleşme, sevdiklerine bakma veya en sevdiği aktivitelerden zevk alma yeteneğini olumsuz etkileyebilir.

Glütensiz bir diyet sürdürmek, bu semptomları azaltmanın veya hatta onları ortadan kaldırmanın etkili bir yoludur. Bununla birlikte, glütensiz bir diyete sıkı sıkıya bağlı kalmak, kendi zorluklarını da beraberinde getirir. Ekmek, makarna veya unlu mamuller gibi favori yiyeceklerden vazgeçmek sizin için zor olabilir. Günümüzde birçok ürünün glütensiz seçeneği mevcuttur, ancak bunları bulmak zor olabilir ve normal versiyonlardan daha yüksek bir maliyetle sahip olabilirler.

Sıkı bir glütensiz diyet uygulayan kişiler ayrıca, sunulan yemeğin içeriğinden emin olamayacakları etkinliklere katılmanın veya dışarıda yemek yemenin kendilerini endişelendirdiğini ifade etmişlerdir. Yiyeceklerin kaynağı ve hazırlanması hakkında ayrıntılı sorular sormak, yemek hakkında daha rahat hissetmelerine yol açabilir.

Evde, glütensiz bir diyetin varlığı, diğer aile üyeleri için zorlayıcı olabilir. Ebeveynler, bir çocuğun yanlışlıkla glütene maruz kalması konusunda sürekli endişe duyabilir veya çölyak hastalığı semptomları yaşayan çocukları görmek onlar için üzücü olabilir.

Çocuklar ve gençler için glütensiz kalmak, sosyal izolasyona neden olabilir ve arkadaşlarla olan sosyal faaliyetlerini sınırlayabilir. Glütensiz diyetin bu olumsuz duygusal etkileri nedeniyle uzmanlar, özellikle genç hastalar için glütensiz gıdalardan kaçınmak ve keyifli bir yaşam kalitesini sürdürmek arasındaki en iyi dengeyi tartışmakta ve araştırmaktadır.

İyi haber şu ki, çölyak hastalığı ve glütensiz diyetler konusunda farkındalık günümüzde giderek artmaktadır. Hastalıktan etkilenen insanlara ve ailelere tavsiye vermek, glütensiz gıda ipuçları ve duygusal destek sağlamak için, birçok çevrimiçi veya kişisel destek grupları mevcuttur. Bir diyetisyenden beslenme seçenekleri hakkında bilgi alabilir veya diğer güvenilir gıda kaynakları hakkında doktorunuzla konuşabilirsiniz.

Çölyak hastalığı ile ilgili bazı durumlar nelerdir?

Çölyak hastalığı semptomları; Crohn hastalığı, huzursuz bağırsak sendromu, ülseratif kolit, divertiküloz ve bağırsak enfeksiyonları gibi diğer sindirim hastalıklarının semptomlarına benzer. Sonuç olarak, çölyak hastalığını kendi kendine teşhis etmek mümkün değildir. Doktor, hastalık tanısını doğrulamak için kan testleri, endoskopi ve biyopsi gibi testler yapacaktır.

Çölyak hastalığı otoimmün (bağışıklık sistemiyle ilgili) bir hastalık olduğundan, bir veya daha fazla ek otoimmün bozukluk geliştirme riskini artırır. Tedavi edilmeyen hastalık ayrıca kemikler, eklemler, kardiyovasküler sistem ve cilt gibi alanlarda sistemik hasara neden olabilir. Çölyak zihinsel ve duygusal sağlığı da etkileyebilir.

Çölyak hastalığı ile ilişkili durumlar aşağıdakileri içerir:

  • Endişe ve kaygı (anksiyete)
  • Kardiyovasküler durumlar (kalp ve damar sağlığını tehdit eden hastalıklar)
  • Crohn hastalığı
  • Depresyon
  • Dermatit herpetiformis (glüten döküntüsü)
  • Şeker hastalığı
  • Down Sendromu
  • Hepatit B
  • Bağırsak kanseri
  • Huzursuz bağırsak sendromu
  • Çölyak dışı glüten duyarlılığı
  • Diş minesi hasarı, gecikmiş diş gelişimi (çocuklarda) ve ağız yaraları dahil ağız sağlığı rahatsızlıkları
  • Addison hastalığı ve Haşimato hastalığı dahil olmak üzere tiroid hastalıkları

Çölyak hastalığı yaşam süresini kısaltır mı?

Çölyak hastalığı sistemik bir durum olduğu için, semptomlar vücudun her bölgesinde komplikasyonlara neden olabilir. Bununla birlikte, hastalığın yaşam beklentisini kısalttığına dair sınırlı kanıt vardır ve glütensiz bir diyet uygulayan çölyak sorunu olan çoğu insan tam ve sağlıklı bir yaşam sürmektedir.

İsveç’te yaklaşık 40 yıllık bir süre boyunca yürütülen uzun süreli bir çalışma, çölyak hastalığı olan kişilerde yaşam beklentisinde hafif ama istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğunu göstermiştir. Spesifik olarak, hastaların çoğu, solunum yolu hastalığından (grip veya zatürre gibi), kardiyovasküler hastalıktan ve bazı kanser türlerinden ölme riski altındaydı. Ancak araştırmalar, çölyak hastalığı olan hastalarda ölüm oranını azaltan bir birincil komplikasyon göstermemiştir.

Çölyak hastalığının olası komplikasyonları ve riskinizi azaltmak için atabileceğiniz adımlar hakkında doktorunuzla konuşmak size birçok bilgi verecektir.

Çölyak hastalığının olası komplikasyonları nelerdir?

Tedavi edilmeyen çölyak hastalığının komplikasyonları ciddi olabilir ve bazı durumlarda yaşamı tehdit edebilir. Komplikasyonlar aşağıdakileri içerebilir:

  • Anemi (kansızlık)
  • Annede çölyak varsa oluşabilecek doğum kusurları
  • Osteoporoz nedeniyle kemik kırıkları
  • Depresyon
  • Bebeklerde ve çocuklarda gelişme geriliği
  • Annede çölyak varsa düşük riski
  • İnce bağırsak kanseri
  • Vitamin ve mineral eksiklikleri ile yetersiz beslenme

Doktorunuzun önerdiği şekilde tedavi ve diyet planınızı takip ederek, ciddi komplikasyon riskinizi ortadan kaldırabilir veya en aza indirebilirsiniz.

Çölyak hastalığı önlenebilir mi?

Çölyak hastalığını önlemek mümkün değildir. Bununla birlikte erken teşhis, tedavinin etkinliğini artırmaktadır. Ayrıca bağırsak hasarı olasılığını, yetersiz beslenme, osteoporoz veya anemi gibi diğer komplikasyonları da azaltır.

Çölyak hastalığının genetik bileşeni nedeniyle, yakın bir aile üyesinde çölyak varsa doktorunuzla veya çocuğunuzun doktoru ile konuşmalısınız. Ailede bu hastalığın var olması, sizin de aynı hastalığı geliştirme riskini artırır. Bu durumda doktorunuz, erken teşhisi sağlayabilecek tarama seçeneklerini veya testlerini size önerebilir.


YASAL UYARI! Sitemizde bulunan yazılar tamamen ön bilgi amaçlıdır ve herhangi bir yönlendirme, tavsiye taşımamaktadır. Hiçbir ilacı, tedaviyi ya da sağlığınızla ilgili herhangi bir şeyi, doktorunuzdan habersiz uygulamamalısınız. Bu konuda tüm sorumluluk ziyaretçiye aittir.
Kaynak
healthgrades.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu