Deri ve Zührevi Hastalıklar

Gül Hastalığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavileri ve Kremi

Gül hastalığı

Gül hastalığı da dahil olmak üzere cilt hastalıkları, toplumda en sık görülen sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Ciddi klinik belirtilere neden olabilen deri hastalıklarının yol açtığı estetik problemlerin yanı sıra, bu tür hastalıklar yaşam kalitesini de etkileyebilmektedir.

Derideki klinik belirtiler deri hastalıklarına işaret edebileceği gibi, sistemik veya kronik hastalıkların öncüsü de olabilir. Bu nedenle başarılı bir tedavi için ciltte fark edilen semptomların iyi değerlendirilmesi ve doğru teşhis konulması önemlidir.

Gül hastalığı olarak da bilinen Rozasea, günlük hayatta en sık görülen cilt hastalıklarından biridir.

Gül hastalığı nedir?

Gül hastalığı veya diğer isimleriyle Rozasea veya Akne Rozasea, genellikle yüzde görülen, kaşıntı, kızarıklık, genişlemiş kan damarları ve sivilce benzeri döküntülerin ve kabarmaların eşlik ettiği bir cilt bozukluğudur. Bu cilt hastalığıyla ilgili semptomlar, en çok yüz çevresinde görülse de vücudun farklı yerlerinde de ortaya çıkabilir.

Gül hastalığı semptomları, ciltte aylarca kalabilir ve daha sonra kendi kendine gerileyebilir. Belirtiler aralıklı olarak kötüleşebilir. Bu cilt hastalığı, her yaştan ve cinsiyetten insanı etkilemekle birlikte en sık orta yaşlı, açık tenli kadınlarda görülür.

Gül hastalığına, özellikle yüz ve vücuttaki döküntüler eşlik eder. Bu cilt hastalığını yok edebilecek net bir tedavisi bulunmamakla birlikte bazı tedavi yöntemleri ile hastalık kontrol altına alınabilmektedir.

Gül hastalığı bulaşıcı mıdır?

Gül hastalığından mustarip birçok hasta, insanlara bulaştırma korkusuyla evden dışarı çıkmaya çekinse de bu cilt hastalığı bulaşıcı değildir. Başka bir deyişle, rozasea olarak da bilinen bu hastalık kişiden kişiye temasla veya başka bir şekilde yayılmaz.

Gül hastalığı neden olur?

Gül hastalığına neyin neden olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak bazı araştırmalar hastalarda belirli faktörlerin varlığının böyle bir cilt hastalığı gelişme riskini artırdığını göstermiştir. Vücudun kendi deri dokusunda inflamatuar bir yanıta neden olan bu hastalığın gelişiminde, bağışıklık sisteminin de rol oynadığına inanılmaktadır.

Bu bilgiler ışığında aşağıdaki durumlarda gül hastalığı geliştirme riski daha fazla görünmektedir:

  • Kadın olmak
  • Cildin hassas olması
  • 30 yaş ve üstü kişiler
  • Tütün ve tütün ürünleri içmek
  • Ailede cilt hastalığı geçmişi olması

Ayrıca hastalar belirli durumlara maruz kaldığında da gül hastalığı atakları tetiklenebilmektedir. Ataklar aşağıdaki sebeplerden dolayı artabilir:

  • Baharatlı yiyecekler tüketmek
  • Sıcak bir ortamda olmak
  • Güneşe veya rüzgâra maruz kalmak
  • Egzersiz yapmak
  • Alkol kullanmak
  • Şiddetli stres veya ani ruh hali değişimleri yaşamak
  • Cilde uygun olmayan cilt bakım ürünleri kullanmak
  • Kullanılan bazı ilaçların yan etkileri

Gül hastalığı belirtileri nelerdir?

Gül hastalığı, ciddi vakalarda göz anormalliklerine neden olan ve çoğunlukla yüz, burun çevresi, yanaklar, alın ve çenede ortaya çıktığı bilinen bir hastalıktır. Durumun ciddiyetine bağlı olarak, artan cilt sorunlarıyla ilişkili diğer semptomlar eşlik edebilir.

Gül hastalığı belirtileri genel olarak aşağıdakileri içerir:

  • Yüzün ortasında, burun çevresinde, yanaklarda, alında ve ağız çevresinde kızarıklık
  • Genellikle burun ve yanak çevresinde yer alan derideki kılcal damarların netleşmesi ve kabarması
  • Genellikle yüzde ortaya çıkan akne veya sivilce benzeri, bazen iltihaplı sıvıyla dolu bölgeler
  • Cildin etkilenen bölgelerinde yanma, hassasiyet ve kaşıntı
  • Ağır vakalarda gözde kuruluk ve gözde yanma, kaşıntı ve şişlik
  • Daha ileri vakalarda burunda şişlik, kızarma ve kalınlaşma/kabarma

Gül hastalığı nasıl teşhis edilir?

Gül hastalığını teşhis etmek için kullanılabilecek laboratuvar veya görüntüleme yöntemi yoktur. Tanı, hastanın tıbbi öyküsüne ve bir tıp uzmanı tarafından yapılan fizik muayeneye dayanan klinik bulgulara göre konur.

Doktor gerekli görürse, bu cilt hastalığını benzer diğer hastalıklardan (lupus veya sedef hastalığı) gibi ayırt etmek için bazı laboratuvar testlerine (kan testi ve biyopsi gibi) başvurabilir. Özellikle koyu tenli insanlarda doğru bir teşhis için, detaylı muayene ve ek tetkikler gerekebilir.

Eğer doktor cilt hastalığı haricinde başka bir durumdan da şüphelenirse, sizi şüphelendiği hastalık konusunda uzmanlaşmış bir doktora yönlendirebilir. Böyle bir durum varsa, bu hastalığın tedavisi için birkaç doktorun beraber çalışması gerekebilir.

Gül hastalığı nasıl tedavi edilir?

Gül hastalığını tamamen yok edecek bir tedavi olmasa da klinik semptomlar kontrol altına alınabilir ve semptomların tekrar ortaya çıkması engellenebilir. Tedavi için, ilaçların yanı sıra çeşitli cilt bakım yöntemleri ve alternatif tıp yöntemleri de kullanılmaktadır. Aynı şekilde hastalığın neden olduğu klinik bulguların şiddetine göre sistemik (tüm vücuda uygulanan) tedavi yaklaşımları gerekebilir.

Gül hastalığı, hastanın klinik durumuna bağlı olarak aşağıdaki şekillerde tedavi edilebilir:

  1. Topikal tedaviler:
    Hafif ila orta şiddette hastalık vakalarında, topikal (bölgesel kullanılan) ilaçlar genellikle cilde uygulanır. Brimonidin veya oksimetazolin içeren kremler veya merhemler derideki kan damarlarını daraltarak semptomları hafifletir. Ayrıca iltihaplı döküntüleri tedavi etmek için antibiyotik merhemler veya kremler kullanılabilir. Topikal tedavilerin birkaç hafta boyunca düzenli olarak kullanılması gerekebilir.
  2. Sistemik ilaçlar:
    Klinik belirtiler şiddetliyse oral (ağızdan alınan) ilaçların kullanılması gerekebilir. Bu durumda çeşitli antibiyotikler reçete edilebilir ve kızarıklığı gidermek için akne tedavisine başlanabilir. Bu ilaçların ciddi yan etki riski nedeniyle, doktor gözetiminde kullanılması önemlidir.
  3. Lazer tedavisi:
    Lazer tedavisi ciltteki belirgin damar yapılarının giderilmesinde tercih edilen yöntemlerden biridir. Lazer tedavisinin etkisi özellikle açık tenli hastalarda daha belirgindir. Tedavi sonrasında ciltte şişlik, morarma ve kaşıntı gibi rahatsızlıklar oluşabileceğinden, tedavi sırasında kapsamlı cilt bakımı ve soğuk kompres uygulamak gerekebilir. Lazer tedavisi birkaç hafta boyunca düzenli olarak gerçekleştirilir.

Yukarıda açıklanan yöntemlere ek olarak, tedaviye yanıt vermeyen vakalarda çeşitli alternatif tedavi yaklaşımları mevcuttur. Bu durumda yüz masajı, emu yağı, defne yaprağı ekstresi ve kekik yağı gibi esansiyel yağlar kullanılabilir. Kafein tüketmenin de gül hastalığı oluşumunu azaltabileceğini öne sürenler olsa da bu bilimsel olarak kanıtlanabilmiş değildir.

Sıcak gıdalar hastalığın semptomlarını tetikleyebileceğinden kahve ve çay gibi içecekler içmek sorun olabilir. Alternatif tıp yöntemleri aramadan önce bir tıp uzmanı tarafından değerlendirilmelidir, doktor onayı olmadan alternatif tedaviler kullanılmamalıdır.

Gül hastalığı kremi

Bazı durumlarda gül hastalığı tedavisi için brimonidin ve oksimetazolin etkin maddesini içeren kremler kullanılırken, bazı durumlarda ise metronidazol, ivermektin, azelaik asit, sodyum sulfasetat, klindamisin, tetrasiklin, takrolimus, pimekrolimus ve tretinoin gibi kremler kullanılabilir. Eğer hastada bu kremler etki göstermezse, A vitamini içeren izotretinoin de reçete edilebilir. Doktor, hastanın genel sağlığına bağlı olarak, farklı kremler ve ilaçlar da reçete edebilir.

Unutmayın, hangi ilacı ne şekilde kullanacağınıza doktorunuz karar verecektir.

Gül hastalığından kurtuldum (Video)


YASAL UYARI! Sitemizde bulunan yazılar tamamen ön bilgi amaçlıdır ve herhangi bir yönlendirme, tavsiye taşımamaktadır. Hiçbir ilacı, tedaviyi ya da sağlığınızla ilgili herhangi bir şeyi, doktorunuzdan habersiz uygulamamalısınız. Bu konuda tüm sorumluluk ziyaretçiye aittir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu